Mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Reha Muhtar, “Eski eşim Deniz Uğur, benim ses kaydımı bütün Türkiye’ye yayınladığı için cezai soruşturma istiyoruz. Ses kaydının yasal olarak elde edilmediğini ve yayınlanmasında bir sakınca olmadığını iddia ediyorlar. Ancak, ses kaydının nasıl elde edildiğine dair hiçbir delil sunmadılar. Ayrıca, ses kaydını kızımın rızası olmadan yayınladığını da kabul ediyorlar. Bu nedenle, cezai soruşturmanın başlatılmasını talep ediyoruz” dedi.
Deniz Uğur ise yaptığı açıklamada, “Ses kaydını yayınlamaktan pişman değilim. Reha Muhtar’ın kızına karşı şiddet uyguladığını gösteren bir kanıttır. Bu ses kaydının yayınlanması, Reha Muhtar’ın şiddet uygulayan bir baba olduğunun ortaya çıkmasına ve kızımın korunmasına yardımcı oldu” ifadelerini kullandı.
Dava, 13 Eylül 2023 tarihinde yeniden görülecek.
Bu dava, Türkiye’de boşanma sonrası velayet savaşlarının ne kadar karmaşık ve duygusal olabileceğinin bir örneği. Deniz Uğur ve Reha Muhtar’ın çocukları, bu davada tarafsız kalmakta zorlanmış ve anneleriyle babaları arasında bir seçim yapmak zorunda kalmışlardır. Bu durum, çocukların ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir.
Dava, ayrıca, çocuğun gizlilik haklarının korunması ve aile içi şiddetin kamuya açık olarak tartışılması konularını da gündeme getiriyor. Reha Muhtar, ses kaydının yayınlanmasının çocuğunun gizlilik haklarını ihlal ettiğini iddia ediyor. Deniz Uğur ise, ses kaydının yayınlanmasının, Reha Muhtar’ın şiddet uygulayan bir baba olduğunun ortaya çıkmasına yardımcı olduğunu savunuyor.
Dava, ilerleyen günlerde, bu iki önemli konuyu tartışmaya açacak ve Türkiye’de boşanma sonrası velayet savaşlarının ve aile içi şiddetin nasıl ele alınması gerektiği konusunda bir fikir birliğine varılmasına yardımcı olabilir.