Tarih: 15.10.2022 12:00

Sansüre ve Otosansüre Hayır!

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir İl Başkanlığı tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak gerçekleştirilen Dezenformasyon Yasasının kabul edilmesiyle ilgili açıklama yaptı. İl Başkanı Serkan Sarı kabul yasanın sansür ve oto sansür yasası olduğunu ileri sürerek basın özgürlüğü başta olmak üzere insanların haber alma özgürlüklerinin kısıtlanmak istediğini dile getirdi.

CHP İl Başkanı Serkan Sarı Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasından önce AK Parti iktidarının insanları susturmak istediğini öne sürerek bir süreliğine ağzını siyah bantla kapadı. Basın açıklamasının bir bölümünü de iktidarın insanları görüş olarak kendilerine benzetmek istediği iddiasıyla yine siyah bantla yaptığı bıyıkla okuyan CHP İl Başkanı Serkan Sarı yasanın bilinmeyenleri içerdiğini kaydetti.

“İKTİDAR İKİNCİ YÜZYILIN SON YASAMA YILINI SANSÜR YASASIYLA AÇTI”

AK Parti iktidarının meclisin açılmasıyla birlikte çıkardığı dezenformasyon yasasını sansür ve oto sansür yasası olarak nitelendiren CHP İl Başkanı Serkan Sarı şunları söyledi:

“Saray iktidarı Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son yasama yılını bir sansür ve oto sansür yasası ile açtı. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız. Bu sansür yasasının, seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde mecliste kabul edilmesi, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın içinde bulunduğu korku ve acizliğinin boyutunu göstermektedir.

“İKTİDAR HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN ALTINA DİNAMİT KOYUYOR”

İktidarın 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır. Öyle ki, yasanın 29’ncu maddesinde, “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi vermiştir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler “dezenformasyon” olarak yaftalanabilecektir. “Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder” sorusunun yanıtı ise yasa metninde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır.

 

“YANLIŞLARI DİLE GETİRMEK SUÇ HALİNE GELİYOR”

Buradan soruyoruz; TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı dezenformasyon mu yapmış olacaktır? “8,5 milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor” demek yalan haber yaymak mı sayılacaktır? Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle beşli çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler suçlu mu sayımacaktır?”128 milyar dolar nerede” demek kamu barışını bozmak mı olacaktır? “Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor” diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır? İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin, ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek suç haline getirilmek istenmektedir.

“İLAN DAĞITIMINDA MUHALİF YAYIN ORGANLARI YOK SAYILIYOR”

Bugün herkesin bildiği gibi, ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı yanıltıcı bilgileri yayan iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır. Üstelik bu yasa, halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu ağır saldırıyla da sınırlı değildir Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken, muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmaktadır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinden kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelmektedir. Yasa sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle, halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılmaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir.

“GEREKENİ SANDIKTA HEP BİRLİKTE YAPACAĞIZ”

Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa baştan aşağı sansür ve oto sansür yasasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vaz geçmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz: Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız. Çok az kaldı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız. Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz. Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz. AKP Genel Başkanı, “Bu yasanın çıkışıyla beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da yapacağız” diyor. Biz de diyoruz ki. Gerekeni sandıkta halkla hep birlikte yapacağız'' dedi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=5I1OkmO_uOBOfLOs2YZZpDRhh3_eaG4LlRPMb6_TXHY